CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzDönüşüm Fabrikası Açılış Törenine katıldı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Sayın Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi İzdönüşüm Fabrikası Açılış Törenine katıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzDönüşüm Fabrikası Açılış Törenine katıldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben 5’li çetelerin adamı değilim. Ben lordların, baronların adamı değilim. Ben sizin yanınızdayım, alın teri dökenlerin yanındayım. Çalışanların yanındayım. Alın terini hak edenlerin yanındayım. Bu ülkede herkesin karnı doyduğu zaman huzur gelir bu ülkeye. Herkesin karnının doymadığı, fakirin ezildiği, varlıklılara da büyük kaynakların aktarıldığı bir ekonomi düzeni, bir neoliberal ekonomik düzeni asla kabul etmiyorum. Altta kalan ezilsin, üstte kalan zenginleşsin olmaz efendim. Sosyal devlet dediğiniz işin temelinde herkesin karnının doyması vardır” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun, açılış töreninde yaptığı konuşma özetle şöyle:

Büyük kentlerde yaşayanlar şunu görür. Bir çekçeği vardır çöplerden kağıt, plastik atık toplar. Sigortası yoktur, iş güvencesi yoktur. O gün ne kadar kazanacağı belli değildir. İstikrarlı bir geliri yoktur. Aile yaşamı bile tehlikededir. Dolayısıyla bu insanlara hep sahip çıkmak istemişimdir, örgütlemek istemişimdir. Bunların da haklarının olması lazım. Bunlar çalışıyorlar, alın teri döküyorlar, kazanmaları lazım. Yarın yaşlanacak bu insanlar, bunların sosyal güvenlikleri lazım. Hastalanacak kendisi, ailesi, çocukları doktora gidecekler. Sağlık harcamalarının çok pahalı olduğunu da biliyorum. Bir şekliyle bunların toplumda onurlu bir birey olarak yaşamaları gerekiyor ve bunun mücadelesinin verilmesi gerekiyor.

Burası eski bir tesis, başkan burayı önce satın aldı. Buraya büyük bir yatırım yaptı. Yatırım yaptıktan sonra evet buraya çöp, kağıt, karton, plastik getiren pek çok insanın bir güvencesinin olması lazım. Belediye dediğiniz o beldede yaşayan her bir yurttaşın hakkını ve hukukunu teslim eden kurum demektir. Belediyenin görevi budur. Beldede yaşayan herkesin huzurlu olmasını ister. Beldede yaşayan herkesin parka giderken, denizin kenarında gezerken, meydanlarında, caddelerinde, sokaklarında gezerken temiz bir kent görmek ister. Bizim çöp diye dışarı attığımız, kullanmadığımız pek çok şeyin aslında bir servet olduğunu artık bütün dünyada biliyor, hepimiz biliyoruz. Bu serveti yeniden ekonomiye kazandırılırken insan unsurunun göz ardı edilmemesi lazım.

Sizin arkadaşlarınızla İstanbul’da birden fazla toplantı yaptım. Üniversiteyi bitirip sizin işlerinizi yapan kardeşlerimi, arkadaşlarımı da gördüm. Sizlere seslenmek isterim. Ben 5’li çetelerin adamı değilim. Ben lordların, baronların adamı değilim. Ben sizin yanınızdayım, alın teri dökenlerin yanındayım. Çalışanların yanındayım. Alın terini hak edenlerin yanındayım. Bu ülkede herkesin karnı doyduğu zaman huzur gelir bu ülkeye. Herkesin karnının doymadığı, fakirin ezildiği, varlıklılara da büyük kaynakların aktarıldığı bir ekonomi düzeni, bir neoliberal ekonomik düzeni asla kabul etmiyorum. Altta kalan ezilsin, üstte kalan zenginleşsin olmaz efendim. Sosyal devlet dediğiniz işin temelinde herkesin karnının doyması vardır. Devletin sosyal olması için sizin hakkettiğiniz emeğinizin karşılığının verilmesi lazım aksi halde o devlet sosyal devlet olmaz.

Belediye başkanımız Tunç Beyin bu bağlamda attığı adım son derece değerlidir. Evet evlatlarınız var, güzel evlatlarınız var. Elbette o evlatların sizden beklentileri var, elbette cep telefonları isteyecekler, elbette tabletler isteyecekler, elbette daha iyi bir yaşam tarzı isteyecekler, onlarda bir tatil yapmak isteyecekler. Dolayısıyla bu tesis yeniden alınıp, yeniden inşa edilmesinin ötesinde bir anlayışı da yeniden inşa ettiği için benim açımdan son derece değerlidir. Sizleri burada huzur içinde görmek, evinize akşam huzur içinde dönmenizi sağlamak elbette belediye başkanımızın da hedeflerinden bir tanesidir. Beldeye hizmet ediyorsa sadece caddesini, parkını yapmak değil, o beldede yaşayan insanların huzurunu da sağlamak zorundadır.

Belediye başkanı arkadaşlarıma şunu da söyledim; bulunduğunuz beldede, yönettiğiniz kentte, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir düzeni inşa edeceksiniz. Allah nasip ederse bunu Türkiye genelinde de yapacağız. Bu topraklarda, bu mübarek Anadolu topraklarında, Anadolu’da, Trakya’da hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız.

Bakın bugün Neşet Ertaş’ın ölüm yıl dönümü. Anadolu’nun yetiştirdiği bir değer Neşet Ertaş, sazıyla ve sözüyle hepimizin gönlünde taht kuran bir halk ozanı. Onun yaşadığı dramlar elbette hepimizin malumu ama giderken sazını bıraktı, sözünü bıraktı, sesini bıraktı dolayısıyla bu topraklar mübarek topraklar. Ve bu topraklarda herkesin huzur içinde yaşamasını isterim. Bunun mücadelesini vermekte bireysel olmuyor. Beraber olursak bu mücadeleyi başarıyla taçlandırmış oluruz. Tekrar hepinizin huzurunda belediye başkanımı yürekten teşekkür ederim. Zaten bu çabalar sonucudur ki Avrupa ödülünü de İzmir aldı ve kendisi bir ödülle taçlandırıldı.


Kaynak: Beyaz Haber Ajansı (BHA)

İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.